13 Temmuz 2015 Pazartesi

Evdeki Ses , Evdeki Ses

Yıllar önce bir amerikan filmi seyretmiştim.Sahne şu,yaşlı bir kadın telefonunun ahizesini kaldırır , numaraları çevirir ve beklemeye başlar.Karşı taraf otomatik bir ses kayıttır.Tarihi , günü ve o günkü hava durumu söyleyen bir kayıt.Sahnede yer almayan dış ses "Yalnızlığını unutmak için her gün defalarca otomatik servisi arar" der.
Yalnızlık , sessizlik ile buluştuğunda korkunç girdap içersin de kaybolursunuz.Yalnızlığınıza çare bulamadığınız o anlarda en azından sessizliği bozmak için ya televizyon açarsınız ya müzik.Belki yaşlı kadının yaptığı gibi otomatik servisleri arayan bile vardır.
Pistir yalnızlık.Lanettir.Alışkanlık yapar ve siz farkında olmadan boğar sizi.
Çok uzun yıllar yalnızlık ile boğuştum.Sessizliği bozmak için televizyon 7/24 açık kaldı.Maksat evde ses olsun.Ama var ettiğim bu yapay ses yalnızlığım ile mücadelemde sadece bir basamak oldu.
Evde ki ve hayatımda ki yalnızlık birçok geceleri uykusuzluk ve derin düşünceler ile geçirmeme neden oldu.
En büyük özlemim belki de çok saçma ya da birçoğunuz için çok basit bir şey "Hadi dilek çay hazır!"
Bu cümleyi duymak , hazır bir kahvaltı sofrasına oturmak belki de en çok hasret duyduğum.Ve birde evimde bir bekleyenimin olması.
Ne de güzel bir duyguydu o.Kapıdan içeri girdiğinde sana "hoş geldin" diyenin olması.Evin içersin de bir sıcaklığın olması.
Uzun yıllar bu özlemler ile doldum.Annem ile birlikte mutfakta geçirdiğimiz o kısacık anlar , babam ile günün nasıl geçtiğini birbirimize anlattığımız o anlar.Karşılıksız , menfaat güdülmeden yapılan sohbetler.İşte özlemlerim hep bunlar oldu.
Seneler geçse dahi yerine başka duyguları koyamadığım özlemlerim.
Sanmayın ki bir depresyona girip bunları yazıyorum.Bu cümleleri yazmak kolay değil.Kendi duyguları ile yüzleşmek insanın bence yapabileceği ya da başarabileceği en güç olay.Benim için de kolay olmadı.Eninde sonunda kendim ile duygularım ile yüzleştim.Çoğu duygu acı verdi , çoğu duygu ise beni özgürleştirdi.Bir arkadaşımın bana söylediği gibi "Gerçek seni özgür kılar (Veritas vos liberabit)".Gerçek kişiliğiniz ve duygularınız ile yüzleştiğiniz anda özgürlüğünüz elinizde oluyor.Ne istediğinizi ya da hangi yoldan devam etmek istediğinizi net olarak görebiliyorsunuz.17 yaşında yalnız kaldım ama aynı zamanda da hayat mücadelem başladı.Sürekli olarak hep birşeylerin arayışında olurken diğer yandan da bu yaşama tutunabilmek için savaştım.
Yıldığım ya da pes etmek istediğim çok anlar oldu.
Şimdi aradan uzun yıllar geçti.Büyüdüm hem de baya baya büyüdüm :) Hayat mücadelem hala devam ediyor.Arada ki fark ise artık kendimi daha iyi tanıyor , artık kendimi daha çok dinliyorum.Bu kadar mücadele içersin de kendimi unutmamak için söz verdim ^^
Yaşadığım kırgınlıklar oldu,acılar oldu.Hepsi ile tek tek yüzleştim.Beni kıran herkesi de affettim ve kendimi özgür kıldım !!!
Beni az tanıyanlar bile bilir."Ruh eşi" takıntısı olan biriyim.Buna olan inancım sonsuz.Bir gün onunla buluşacağım!!
Teker teker hasret kaldığım duyguları yaşayacağım.
Ah bu yazıyı yazma nedenlerimden biri de benim minik aşkım , siyah kaplanım "LİMA".
O bir kedi ^^ Benimle birlikte dizi seyreden , benimle birlikte uyuyan , bana tüm sıcaklığını veren,bir bakışı ile kalbimi ısıtan minik kaplanım.
Ve bugün farkettim ki , her gün beni kapıdan uğurlayan (aslında o kapıdan çıkmamam için her türlü numarayı yapan) ve ben eve geldiğim de kapı da bekleyenim.Bana kendince (kedi dilinde) hoşgeldin diyen biriciğim.İyi ki varsın.İyi ki hayatıma girdin.Beni sevdiğin için , beni hayatına kabul ettiğin için , beni gülümsettiğin için , benimle sıcaklığını paylaştığın için teşekkür ediyorum siyah meleğim, Lima 'm.

Her özlemim teker teker bitecek.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder